Çeşitli alanlarda uzmanlık kazanabileceğiniz sertifika programlarımızı keşfedin ve kariyerinize yeni bir yön verin.
Farklı konularda bilgi sahibi olabileceğiniz ücretsiz seminerlerimize katılarak kendinizi geliştirin ve yeni perspektifler kazanın.
Bilime Göre İnsan Cildinin Sahip Olduğu Akıl Almaz Yetenek: Tat Alma!

Bilime Göre İnsan Cildinin Sahip Olduğu Akıl Almaz Yetenek: Tat Alma!
Tat alma, çoğu zaman dilimizle ilişkilendirdiğimiz bir duyudur. Dilimizin ön ve arka kısmında bulunan 2000 ila 5000 tat tomurcuğu, tat alma deneyimini mümkün kılar. Bu tomurcuklar içinde 50 ila 100 tat reseptör hücresi bulunur ve bu hücreler sayesinde tatlar algılanır. Şimdiye kadar bu mekanizma oldukça mantıklı görünüyor, fakat bilim insanları son yıllarda tat alma yeteneğinin çok daha geniş bir şekilde çalıştığını ortaya çıkardılar.
2015 yılında başlatılan bir araştırma, tat alma duyusunun yalnızca dilde değil, aynı zamanda cildimizde de gerçekleşebileceğini gösterdi. Yani, vücudumuzun bir başka alanı da tat alma yeteneğine sahip. Bu bulgular, bilim dünyasında oldukça heyecan yaratmış durumda. Peki, cildimiz nasıl tat alabiliyor? İşte bunun sırrı, cilt hücrelerinde bulunan tat reseptörlerine dayanıyor.
Tat alma, aslında zararlı maddelerin vücuda girmesini engellemeye yardımcı olan bir sistemdir. Acı tat reseptörleri, dilimizde zararlı olabilecek yiyecekleri algılar ve bu yiyeceklerin vücuda girmesini engeller. Ancak cildimizde de benzer reseptörler bulunduğunu keşfeden bilim insanları, bu reseptörlerin cildin dışına zarar verebilecek maddeleri tespit ederek onları uzaklaştırmaya çalıştığını açıkladılar. Bu reseptörlere "TAS2R" adı veriliyor ve aslında bu reseptörler, ciltte zararlı maddelerin kalmasına engel olarak, potansiyel hasarlara karşı koruyucu bir mekanizma sağlıyor.
Daha önce yalnızca dilde bulunan bu reseptörler, araştırmalar sonucunda cildin yanı sıra, üst solunum yolları, mide ve kolon gibi farklı vücut bölgelerinde de yer aldığını ortaya koyuyor. Bu bulgular, vücudun geniş bir kısmında zararlı maddelere karşı bir koruma sağlamak için bu reseptörlerin aktif olduğunu gösteriyor. Yapılan araştırmalar, deri hücrelerindeki bu reseptörlerin feniltiyokarbamid (PTC) gibi maddeleri algılayıp vücuda zarar vermesini engellemeye çalıştığını kanıtlıyor.
Sonuç olarak, bilim insanları cildimizin yalnızca dış bir bariyer olmadığını, aynı zamanda tat alabilen ve vücudu zararlı maddelerden koruyan karmaşık bir sistem olduğunu keşfetmiş oldular. Bu oldukça şaşırtıcı ama bir o kadar da hayranlık uyandırıcı bir gelişme!