Çeşitli alanlarda uzmanlık kazanabileceğiniz sertifika programlarımızı keşfedin ve kariyerinize yeni bir yön verin.
Farklı konularda bilgi sahibi olabileceğiniz ücretsiz seminerlerimize katılarak kendinizi geliştirin ve yeni perspektifler kazanın.
Zahidem Türküsünün Hikayesi
Halk arasında "Zahide'm" adıyla bilinen bu türkü, Aşık Arap Mustafa'nın hüzün dolu hikayesini anlatır. 1901 yılında Çiçekdağı'na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelen Arap Mustafa, küçük yaşlarda anne ve babasını kaybetmiştir. Akrabalarının yanında büyüyen Mustafa, babasının düğünlerde ve toplantılarda "Koca Oyunu" adı verilen oyunda "Arap" rolünü üstlenmesi nedeniyle "Arap" lakabıyla anılmaya başlanmıştır.
Gençlik Yılları ve Zahide'ye Aşkı
Arap Mustafa, 10 yaşına geldiğinde Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Hacı Bürozadeler'den Mehmet'in yanında çiftçi olarak çalışmaya başlar. Zamanla çalışkan, babayiğit ve giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı haline gelir. Bu süreçte, Ağasının güzel kızı Zahide'ye gönlünü kaptırır. Ancak fakir ve kimsesiz olduğu için bu sırrı kimseye söyleyemez.
Askere Gitmesi ve Zahide'den Haberler
20 yaşına gelince askere giden Mustafa, aklında hep sevdiği Zahide ile köydeki dostlarına mektuplar yazarak Zahide’den haber almaya çalışır. Bir gün, Zahide'nin başka biriyle evleneceğini ve düğünün bir hafta sonra olacağını öğrenir. Bu haberle yıkılan Mustafa, içinde biriktirdiği tüm duyguları kaleme alır ve "Zahide'm" türküsünü yazar. Bu türkü, Aşık Arap Mustafa'nın Zahide'ye olan derin aşkını ve onun başkasıyla evlenmesi karşısında yaşadığı büyük acıyı anlatır. Zahide'nin başka biriyle evlenmesi, Mustafa’nın kalbinde derin bir yara açar ve bu hüzünlü türküyle dile gelir.
"Zahide'm" türküsü, aşkın ve kaybın evrensel duygularını işlerken, aynı zamanda fakirlik ve çaresizlikle mücadele eden bir gencin hikayesini de gözler önüne serer. Arap Mustafa’nın bu içten ve dokunaklı türküsü, dinleyenlerin yüreğine dokunur ve aşkın ne denli derin ve acı verici olabileceğini hatırlatır.
Aşık Arap Mustafa'nın hikayesi, sevdanın ve kaybın zamansız bir anlatısı olarak nesilden nesile aktarılır. Zahide'ye olan aşkını ve acısını dile getiren bu türkü, Anadolu'nun zengin kültürel mirasının bir parçası olarak daima hatırlanacaktır.